Hayalin Ötesindeki Tüyler

Ben Defne, 25 yaşında, hayal dünyası geniş biriyim. Gerçek hayat bazen sıkıcı gelir, ama o gece sevgilim Can’la yaşadığımız anlar, fantezilerimin bile ötesine geçti ve içimi titreten bir masala dönüştü.

Her şey bir akşam evde başladı. Can, 27 yaşında, esprili ama bir o kadar da gizemli biri. Beraber film izliyorduk, ama ikimiz de sıkılmıştık. “Hadi bir oyun oynayalım,” dedim, gözlerim parlayarak. “Ne oyunu?” diye sordu, merakla. “Bir fantezi,” dedim, gülümseyerek. Gözleri parladı, “Sen başla, ben uyarım,” dedi. O an içimdeki cesaret uyandı.

Işıkları kıstım, dolaptan bir tüy aldım, gözlerini bağlamak için de bir eşarp çıkardım. “Ne yapıyorsun?” dedi, güldü. “Sadece hisset,” dedim, fısıltıyla. Gözlerini bağladım, ellerini yatağın başına hafifçe tutturdum. Tüyü boynundan aşağı kaydırdım, yavaşça, her hareketimle nefesi değişti. “Bu çok farklı,” dedi, sesi titriyordu. Ben de heyecanlanmıştım, ama kontrol bende olduğu için kendimi güçlü hissediyordum.

Öpücüklerimle tüylü dansı birleştirdim, dudaklarım omuzlarında gezindi. Ellerim serbestti, ama ona dokunmadım, sadece tüylerle devam ettim. Can, “Beni çıldırttın,” dedi, gülerek. O an eşarbı çözdüm, göz göze geldik. “Şimdi sıra bende,” dedi, beni yatağa yatırdı. Bu kez o tüyü aldı, benim boynumda, kollarımda gezdirdi. Her dokunuşu bir rüyaydı, tenimde küçük elektrikler bırakıyordu. Fantezimiz yavaşça derinleşti, öpüşmelerimiz hızlandı.

Yatak odası bir sahneye dönüştü, ikimiz de oyunun hem oyuncusu hem yönetmeniydik. Kıyafetlerimiz yere düştü, ama acele etmedik. Tüyler, nefesler, fısıltılar… Her şey birleşti, bedenlerimiz hayalin ötesinde buluştu. “Bunu hep hatırlayacağım,” dedi Can, nefes nefese. “Ben de,” dedim, gülümseyerek. O gece, fantezilerimizle gerçekliği yeniden yazdık, ve o tüyler hâlâ aklımda.