Ben Seda, 31 yaşında, hayatı cesurca yaşayan bir kadınım. Tabulara pek takılmam, ne istiyorsam onu yaparım. O gece, sevgilim Okan’la aramızda geçenler, sıradan bir anı aşarak adeta bir senfoniye dönüştü, ve her notası aklımda yankılanıyor.
Her şey bir cumartesi akşamı Okan’ın evinde başladı. Okan, 34 yaşında, uzun boylu, her zaman kendinden emin, ama o gece gözlerinde başka bir ateş vardı. “Film izleyelim mi?” dedi, gülümseyerek. “Ama sıradan bir film olmasın,” dedim, şakayla. Güldü, “Seninle zaten hiçbir şey sıradan olmaz,” dedi, ve bir şişe votka açtı. Kanepeye yayıldık, televizyonu açtık, ama film yerine birbirimize bakıyorduk. Işıkları kıstım, müziği açtım, votka kadehleri elimizde, ortam sıcacık bir hale geldi.
Okan bana yaklaştı, “Seda, seninle her şey çok farklı,” dedi, elini bacağıma koydu. “Seninle de,” dedim, ve dudaklarım dudaklarına değdi. İlk öpücüğümüz her zamanki gibiydi, ama bu kez daha fazlasını istiyordum. Ellerim gömleğine kaydı, düğmelerini açtım, o da bluzumu sıyırdı. “Hızlı gidiyoruz,” dedi, gülerek. “Bazen hızlı güzel,” dedim, ve kanepeye uzandık. Öpüşmelerimiz derinleşti, votkanın keskin tadı dudaklarımızda karıştı, tenlerimiz birbirine değdiğinde her şey hızlandı.
Kıyafetlerimiz yere düştü, artık hiçbir engel yoktu. Okan beni kendine çekti, “Bunu hep hayal ettim,” dedi, nefes nefese. “Ben de,” dedim, ve bedenlerimiz birleşti. Salonda, loş ışıkta, müzikle birlikte hareket ediyorduk. Ellerim sırtında, onun elleri kalçalarımda dolaştı, her anı dolu dolu yaşadık. “Daha fazla ne yapabiliriz?” dedim, gülümseyerek. “Her şeyi,” dedi, ve beni kucağına aldı. Duvara yaslandık, öpücükler boynumdan aşağı kaydı, nefeslerimiz odayı doldurdu. Her şey cesur, her şey çıplaktı, sanki bir filmin içindeydik.
Gece ilerledikçe yatak odasına geçtik, kapıyı kapattık, dünya dışarıda kaldı. Yatağa uzandık, Okan beni altına aldı, “Sen bir sanat eserisin,” dedi, gözlerime bakarak. “Sen de öyle,” dedim, ve yeniden başladık. Bedenlerimiz bir ritim buldu, terimiz çarşaflara karıştı, her dokunuş daha yoğun, her nefes daha derin oldu. Bazen hızlandık, bazen yavaşladık, ama durmadık. “Bunu kameraya alsak mı?” dedim, şakayla. “Belki bir gün,” dedi, kahkaha attı, ama o an zaten her şey gözlerimizin önündeydi.
Saatler geçti, votka şişesi boşaldı, biz hâlâ birbirimize doyamamıştık. Bir ara mola verdik, yan yana uzandık, tavanı izledik. “Bu gece başka bir seviyeydi,” dedi Okan, elimi tuttu. “Evet, bir senfoni gibi,” dedim, gülümseyerek. Sabah olduğunda yatağından kalktık, kahve yaptık, ama bedenlerimizde o gecenin izleri hâlâ tazeydi. O uzun gece, Okan’la çaldığımız çıplak bir senfoni oldu, ve her hatırladığımda içim titriyor.
Oturduğumuz evin hemen arka sokağında tek ...
Ben Ender uzun boylu,iri vücutlu, esmer, y...
selam arkadaşlar sizlerle iki anımı palaşm...
Adım Berk. 18 yaşındayım. Annem Deniz ise ...
Ben şu anda 33 yaşında evli biriyim. Benim...