Ben Serra, 35 yaşında, üç yıl önce eşimi trafik kazasında kaybetmiş bir dul kadınım. O günden beri hayatım gri bir rutine dönmüştü; iş, ev, yalnız akşamlar. Çocuklarım yok, ailem uzakta, kendimi dünyadan soyutlamış gibiydim. Ta ki yeni komşum Kerem taşınana kadar. Onun gelişiyle içimde uzun zamandır unuttuğum bir şeyler uyanmaya başladı.
Karşılaşmaların Başlangıcı
Kerem, apartmanın üst katına taşındığında ilk kez asansörde karşılaştık. 30’lu yaşlarında, fit, hafif dağınık saçlı, güler yüzlü bir adamdı. Elinde taşınma kutuları vardı, “Merhaba, ben Kerem, yeni komşunuz” dedi, gülümseyerek. “Ben de Serra, hoş geldiniz” dedim, sesim biraz çekingen çıktı. O gün sadece selamlaştık, ama gözlerindeki sıcaklık aklımdan çıkmadı. Sonraki günlerde sık sık karşılaştık; merdivenlerde, kapının önünde, bazen marketten dönerken. Her seferinde sohbetimiz uzadı, içimde bir huzur hissettim.
Yavaş Yavaş Yakınlaşma
Bir akşam kapım çaldı, Kerem’di. “Serra, elektrik sigortam attı, bir bakar mısın?” dedi, elinde bir el feneri vardı. Güldüm, “Elektrikçi değilim ama deneyelim” dedim, birlikte onun dairesine gittik. Sigortayı kontrol ederken ellerimiz birbirine değdi, o an bir elektrik hissettim ama bu sefer sigortadan değildi. “Teşekkür ederim” dedi, “Bir kahve içelim mi ödül olarak?” Önerisini kabul ettim, mutfağında oturduk. Sohbet uzadı, eşimi kaybettiğimi anlattım, o da boşandığını söyledi. “Yalnızlık zor” dedi, gözlerime bakarken. O an aramızda bir bağ oluştu.
Duyguların Derinleşmesi
Günler geçti, Kerem’le daha sık görüşmeye başladık. Bazen bana akşam yemeği için uğruyor, bazen ben ona film izlemeye gidiyordum. Bir gece onun dairesindeydik, şarap içiyorduk, fonda hafif bir müzik çalıyordu. “Serra, sen çok özelsin” dedi, elini elimin üstüne koydu. Kalbim hızlandı, yıllardır hissetmediğim bir heyecan içimi sardı. “Kerem, ben… uzun zamandır böyle şeyler hissetmedim” dedim, sesim titriyordu. Bana yaklaştı, dudaklarımız buluştu. İlk öpücük yumuşak ama derindi, sanki içimdeki buzlar eriyordu. Ellerim boynuna dolandı, o da beni kendine çekti.
Tutkunun Yeniden Doğuşu
Öpüşmemiz uzadı, kanepeye uzandık. Kerem’in elleri belimde dolaşırken, ben de ona sarıldım. Üstümdeki bluzu çıkardım, o da tişörtünü attı. Tenlerimiz birbirine değdiğinde, yıllardır bastırdığım arzular uyanıyordu. “Emin misin?” diye sordu, gözlerimle “Evet” dedim. Yatak odasına geçtik, kapıyı kapattık. Işıkları söndürdük, sadece ay ışığı odamızı aydınlatıyordu. Dokunuşları nazikti, ama içimde bir ateş yanıyordu. Bedenlerimiz buluştuğunda, dul bir kadın olarak yeniden doğmuş gibiydim. Nefeslerimiz karıştı, inlemelerim odada yankılandı, her anı dolu dolu yaşadım.
Sabahın Huzuru
Sabah uyandığımda Kerem yanımdaydı, bana sarılmış uyuyordu. Yüzünde huzurlu bir ifade vardı, ben de aynısını hissediyordum. Parmaklarımı saçlarında gezdirdim, gözlerini açtığında “Günaydın” dedi, gülümsedi. “Günaydın” dedim, içimde bir hafiflik vardı. O gece yalnızlığım bitmiş, hayatıma yeni bir renk gelmişti. Kerem’le geçirdiğim her an, dul bir kadın olarak kendimi yeniden keşfetmemi sağladı. Belki bu bir aşktı, belki sadece bir teselli, ama ne olursa olsun, o an mutluyordum.
Geleceğe Dair Umutlar
O günden sonra Kerem’le ilişkim devam etti. Bazen akşamları birlikte yemek yaptık, bazen şehirde uzun yürüyüşlere çıktık. Her buluşmamızda birbirimize daha çok bağlandık. Dul olduğum için kendimi eksik hissederdim, ama Kerem bana bunu unutturdu. Onunla geçirdiğim zaman, geçmişin yaralarını sardı. Hayatımın geri kalanında ne olacağını bilmiyorum, ama şu an onun yanında olmak, uzun zamandır hissetmediğim bir canlılık veriyor bana.
Oturduğumuz evin hemen arka sokağında tek ...
Ben Ender uzun boylu,iri vücutlu, esmer, y...
selam arkadaşlar sizlerle iki anımı palaşm...
Adım Berk. 18 yaşındayım. Annem Deniz ise ...
Ben şu anda 33 yaşında evli biriyim. Benim...